ORUÇ TUTMANIN GÜCÜ

Ramazan ayı geldi. Allah bu ayımızı huzurla sağlıkla güzelliklerle geçirmemizi nasip etsin inşaallah . Belki de çok güzel gelmedi ama biz elimizden geldiğince güzelleştirmeliyiz bu ayı . Evet belki korona var , çoğumuz evlerde tıkılı kaldık yine ama bu hiçbir şey yapmayacağımız anlamına gelmez. Bir düşünsenize milyonlarca müslümanla birlikte aynı saatte Allah için yemeye içmeye dur diyoruz ve yine Allah için iftarımızı yapıyoruz. Gerçekten çok büyük manevi duygular içeriyor Ramazan ayı. Ramazan ayında , insan bir kez daha anlıyor Allah istemedikçe yiyip içemeyeceğimize . Oruç ; Allah istedi diye, helal olandan bile vazgeçmektir sonuçta.

Oruç tutmak; birliktir, beraberliktir . Oruç tutmak; tüm müslümanlar olarak Allah ‘ a karşı bir sorumluluğumuzdur. Oruç ; isyankar bir açlık grevi değil , itaatkar bir kulluk görevidir. Oruç , karnı aç bırakarak kalbi doyurmaktır. Orucun tam manasıyla anlamını yaşamalıyız. Aç kaldığımız zamanlarda aç insanların halinden anlamalı yani empati kurmalıyız. Onlar için sadaka vermeli ve paylaşmanın değerini anlamalıyız.

ORUCUN SAYMAKLA BİTMEYEN FAYDALARI

  • Vücuda gün boyunca yiyecek bir şeyler girmediği için iç organlarımız dinlenmiş oluyor .
  • Metobalizmayı hızlandırarak kilo vermeyi sağlıyor.
  • Büyüme hormonu salgısını arttırıyor.
  • Hücrelerin yenilenmesini sağlıyor .
  • Beynin daha sağlıklı çalışmasını sağlıyor .
  • Şeker hastalığına iyi geliyor.
  • Kanseri önlüyor ve kemoterapinin etkinliğini arttırıyor.
  • Yaşlanmayı geciktiriyor ve ömrü uzatıyor. Oruç tutun , sıhhat bulun . : )

Benim bulabildiklerim bu kadar . Belki de keşfedilmemiş daha nice faydası vardır orucun . Sizde bildiklerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz . Şöyle bir düşününce dinimiz ne kadar da güzel bir din ya . Allah ‘ ın bize emrettikleri hem bize sevap kazandırıyor hem de sağlığımız için birçok fayda barındırıyor. İyi ki müslümanım , iyi ki de dinim İslam . Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim . Herkese hayırlı Ramazanlar diliyorum : )

STRES,STRES VEEE STRES

Günlük hayatta stres olmamak elde değil. Ev , iş , okul , yol , ödevler , görevler , sorumluluklar , annelik , babalık , ev işleri … Say say bitmez. Bir insanın bu kadar çok yapacağı iş varsa stres olmasında ne olsun ? Neyse ki stresle baş etmek mümkün . Yeter ki isteyelim. : ) Stres, her zaman kötü bir şey değildir. Bizi olumlu etkileyen stresler de vardır. Mesela yetiştirmemiz gereken bir iş varsa stres o işe başlamamıza ve bitirmemize yardım eder. Olumsuz olan stres için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Olumsuz stres, yani strese olumsuz bakmak insanı ölüme kadar götürebilir. Unutmayın , kazanmanın anahtarı stres altındaki duruşunuzdur. Peki stresle yaşarken onu nasıl azaltabiliriz ?

STRESİ AZALTMANIN YOLLARI

  • Egzersiz yapmak . Stres anında rahatlamak için nefes ve beden egzersizi yapmak stresi azaltmanın yollarından biridir.
  • Sağlıklı ve dengeli beslenmek. Yediklerimizin yaşantımızda etkisi büyüktür. Ne yersen osun sonuçta.
  • Mükemmeliyetçilikten vazgeçmek. Bu hayatta hiç kimse bir şeyi kusursuz yapamaz. Bir şeyi kusursuz yapmak imkansızdır. Peki sen niye kusursuzu yapmaya çalışıyorsun ?
  • Zamanınızı planlayın. Stresi büyük sorunlarından birisi de zamanın yetersizliğidir ya da ona zamanını ayarlayamamak mı desek ? Siz de zamanınızı yönetemiyorsanız …Yazıyı Düzenle ‹ Site başlığı — WordPress.com bu yazıyı okumanızı tavsiye ederim : )
  • Pozitif olun . Belki de strese sahip olmanızın nedeni ”Yetişmeyecek , bitmeyecek , çok zor , başaramayacağım , yapamayacağım .”gibi olumsuz ifadelerdir. Yapacağınız işlere bakış açınızı değiştirmek stresle baş etmenizi kolaylaştırır.
  • Gerçekçi olun . Yapamayacağınız yükün altına girmek strese sebep olabilir. Her insanın bir kapasitesi vardır. Kapasitenizi belirleyin ve kararlarınızı ona göre verin.
  • Bazen bir durun . Hiçbir şey yapmayın. Hayatın dışına çıkın . Kendinizle baş başa kalın. Yaşanılan bu yoğun stresten uzaklaşmak iyi gelebilir insana .

Stresle ilgili yapılan bir araştırmada 30.000 kişiye

*Geçen yıl ne kadar strese maruz kaldınız ?

*Stresinizin sağlığınız için zararlı olduğunu düşünüyor musunuz? diye iki soru sormuşlar.

Bu araştırma 1996 -2004 yılları arasında yapılmıştır. Evet , araştırma tam 8 yıl sürdü. Bu 8 yıl içerisinde deneye katılanların ölüp ölmediğine bakıldı. Şaşırtıcı olan da; stresin sağlık için zararlı olduğunu düşünen bireylerde %43 oranında ölüm artmasıydı. Bu oran A.B.D ‘de kanser , cinayet ve aidsden ölenlerden daha fazla. Sonuç olarak insanlar stresten değil , stresin zararlı olduğunu düşündükleri için yani hayata olumsuz yaklaştıkları için ölüm oranları artmış. Stres, uzun ömrün katilidir. Strese olan bakış açımızı değiştirmeliyiz. Stres bizim düşmanımız değildir. Stres, hayatın bir parçasıdır. Onunla yaşamayı öğrenmeliyiz. : )

HADİ ZAMANIMIZI YÖNETELİM !

Siz zamanınızı yönetebiliyor musunuz , yoksa zaman mı sizi yönetiyor ? Zaman ; sürekli akıp giden , durdurulamayan , depolanamayan , biriktirilemeyen, kontrolümüzün dışında , başı ve sonu olmayan çok değerli bir kaynaktır. Bazı insanlar geçmişe takılıp kalır , bazıları da gelecekle ilgili hayaller kurar . Anı yaşayan , hayalleri için harekete geçen , yapması gerekeni yapan çok az insan vardır. Zaman , geçmişte takılı kalıp gelecekle ilgili hayaller kurmak için çok kısa . Ne demiş Honore De Balzac ? Zaman öldürmek en pahalı harcamadır. Allah bizi anda kalıp hayallerimiz için harekete geçenlerden eylesin İnşaalah .

ZAMAN TUZAKLARI

Öncelikle zamanımızı boşa harcamaya sebep olan unsurları belirlemeliyiz. Sonra da ona göre önlem almalıyız. İşte zamanımızı harcadığımız tuzaklar.

KİŞİSEL NEDENLER

  • Plansızlık
  • Ertelemek
  • Devretmemek
  • Hayır diyememek
  • Düzensizlik
  • Rutin ve gereksiz işler
  • Acelecilik
  • Öncelikleri belirleyememek ve sıralayamamak

DİJİTAL NEDENLER

  • Sosyal Medya
  • Oyun
  • Youtube
  • İnternet

DIŞSAL NEDENLER

  • Ziyaretçiler
  • İş Kazaları
  • Doğal Afetler

ÖRGÜTSEL NEDENLER

  • Yetki ve görev devrinin olmayışı
  • Karasızlık
  • Verimsiz iş ve toplantılar
  • Kriz ve stres yönetiminin olmayışı
  • Örgütsel çalışmalar
  • Elverişsiz çalışma ortamı
  • Bürokrasi

ZAMAN YÖNETİM TEKNİKLERİ

ACİLACİL DEĞİL
ÖNEMLİHemen YapPlanla
ÖNEMLİ DEĞİLBaşka birine yaptırListeden çıkar

1.EISENHOWER MATRİSİ

İlk olarak yapmamız gereken işleri listeliyoruz. Sonra o işlerin acil mi önemli mi olup olmadığını belirliyoruz.

ACİL VE ÖNEMLİ: Bu işleri vakit kaybetmeden bir an önce yapmalısınız. Önceliğimizi bu işlere vermeliyiz. Hemen yapın.

ACİL VE ÖNEMLİ DEĞİL : Bu işleri yapmasak da olur. Genelde bu işler bize devredilen işlerdir. Siz de başkasına devredebilirsiniz.

ACİL DEĞİL VE ÖNEMLİ : Bu işleriniz genelde gelecekte yapmak istediklerinizden oluşur. Acelesi yoktur ama aynı zamanda da çok önmelidir sizin için.

ACİL DEĞİL VE ÖNEMLİ DEĞİL : Yapıp yapmamanın pek önemi olmayan işler de burada yer alır. Daha önmeli işlere zaman ayırmak istiyorsanız bu işleri çıkatabilirsiniz.

PARETO YASASI ( 80 – 20 KURALI )

Hayat ayrıntılarda boğulmak için gerçekten çok kısa . Ayrıntıda boğulup detaya takılı kalmak yerine hayatımızın değerli olduğunu düşündüğümüz %20 ‘ sini buluyoruz.

PARKİNSON YASASI

Yapmak istediğiz işlere verdiğimiz sürenin yarısını verilir bu yasada. Bu sayede planlandığından daha kısa sürede iş halledilir. Bir kişi birden çok işle uğraşırsa üzerinde sağlıklı bir baskı oluşacak , bu sayede zaman daha verimli kullanılacaktır.

KURBAĞAYI YE METODU

Bu metotta ; günün başındayken çok zor , hoşmuza gitmeyen , canımızın yapmak istemediği işlere öncelik vermemiz gerekir. Bu zor işlere öncelik vermek geriye kalan günümüzde bize güzel bir gün geçirmemizi sağlar. : )

25 ‘E 5 METODU

Gerçekleştirmek istediğiniz 25 işi yazın . Sonra da sizin için en önemli 5 tanesini seçin . Sonra da seçtiğiniz 5 işi yapın gerisini de çöpe atın . Bu metot sayesinde hayatta odaklanmanız gereken önceliklerinizi belirlemiş olacaksınız. Bu da insana daha çok başarı getirecektir.

KANBAN TEKNİĞİ

Bu teknikteki amaç yapılacak işleri görselleştirmek ve sınırlandırmaktır. Bu tekniği uygulamak için mantar panoya ve yapışkanlı not kağıdına ihtiyacımız var. Mantar panoyu YAPACAĞIM , YAPIYORUM ve YAPTIM diye üçe ayırıyoruz. Yapılacakları not kağıtlarına yazıyoruz ve onları YAPACAĞIM kısmına yapıştırıyoruz. İşi yapmaya başladığımızda YAPIYORUM kısmına , işi bitirdiğimizde ise YAPTIM kısmına yapıştırıyoruz. Sonuç olarak başarmanın ve bitirmenin verdiği hazla karşı karşıya kalıyoruz.

2 GÜN KURALI

iş-süre

Düzenli olarak yapmak istediğimiz bir iş seçiyoruz. O iş için günde ne kadar zamanımızı ayırmak istediğimizi belirliyoruz. Sonra da yandaki şekilde olduğu gibi bir tablo yapıyoruz. Seçtiğimiz işi her gün olmasa da en fazla bir gün ara vererek yapıyoruz. İki gün art arda yapmamazlık etmiyoruz . İşi bir gün yapınca bir kutuyu karalıyoruz. Yani art arda iki boş kutu yan yan gelmeyecek.

Benim bulabildiğim yöntemler bunlar . Sizin de bildiğiniz yöntemler varsa yorumlara yazabilirsiniz. Buraya kadar gelip okudaysanız hayatınızda uygulamak üzere okumuşsunuzdur diye düşünüyorum . Umarım size yardımcı olabilmişimdir. Umarım hayatınızda bir şeyler değişir. Umarım ki kısa zamanda çok iş başarabilirsiniz. İnşaallah hayatınız eskisinden daha iyi olur , daha planlı olur. Bugün dediğimiz şey ; sonsuz geçmiş ve gelecek okyanusundan küçücük bir zaman damlasıdır. Bugünü yaşamanız dileğiyle ; anda kalın , hoşçakalın. : D

KALİTELİ UYKU = VERİMLİ BİR GÜN

Az uyuyup gerçekten enerjisi yerinde olan çok insan var . Çok uyuyup da enerjisi çok düşük olan da var. Siz hangisi olmak isterdiniz ? Peki az uyuyan insanın enerjisi nasıl bu kadar yüksek olabiliyor ? Tabii ki veimli ve kaliteli bir uyku uyuyarak .Uyku alanında bir çok araştırma yapan Matthew Walker ”Uykunun dünya üzerinde var olan en demokratik ve en ücretsiz sağlık sistemi” olduğunu söylüyor. Çok haklı bence . Yani yazacaklarımı okuyunca sizde bana katılacaksınız . Tabii Mathew Walker kaliteli uykudan bahsediyor. : )

UYKUNUN KALİTESİZ OLMASI DURUMUNDA …

  • Gün içinde dikkat eksikliğine
  • Odaklanmanın zorlanmasına
  • Aşırı sinirlenmeye
  • İş performansında düşmeye
  • Depresyona yol açar.

AZ VE KALİTESİZ UYKUNUN KİLO ALDIRDIĞINI BİLİYOR MUYDUNUZ ?

Az ve kalitesiz uyku, iştah azaltan leptin hormonunun azalmasına yol açar. Bu yüzden de açlık hissi ve iştah artışı olur. Kalitesiz uyku obeziteyi destekleyen genleri aktif hale getirir. Sırf bu sebepten bile insan gece geç saatlere kadar yatmaya son verebilir bence . : )

UYKU HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER

  • Uyku süresi kişiden kişiye farklılık gösterir .Bu süreyi yaşa, mevsime , yaşanılan bölgeye ve yapılan işe göre belirleyebiliriz. Örneğin ; yeni doğmuş bir bebek , yaklaşık 16 saat kadar uykuya ihtiyaç duyarken havası çok temiz olan bir yerde yaşayan yetişkin için 5-6 saatlik uyku yeterli olacaktır.
  • Stresli ve uzun süre sıkıntıdan kurtulamayan birinin daha çok uyuduğu , mutlu ve hayata olumlu bakan birinin ise daha az uykuyla yetindiği bilimsel olarak gözlemlenmiştir.
  • Gereğinden fazla uyumak şeker hastalığı , yüksek kan basıncı , solunum hastalıkları ,kas zayıflığı, vücut direncinin azalması gibi sağlık problemlerine sebep olabilir. : ( Siz siz olun gereğinden fazla uyumayın .
  • Gün içinde çok yorulursak enerjimizi arttırmak için öğlen saatlerinde 30 dakika kadar şekerleme yapmak sağlık için faydalıdır. Tabii bu da her gün yapılmasa daha iyi olur. Bu arada uykunun dozunu da fazla kaçırmayın. : )
  • Gece yatağa girdiğinizde 20 dakika içerisine uyuyamıyorsanız , yataktan çıkın ve işinizi halledin . Düşüncelerinizden uyuyamıyorsanız , düşüncelerinizi kağıda aktarın . Bu sayede beyniniz boşalacaktır ve daha çabuk uykuya dalmanızı sağlayacaktır . Uykunuz gelene kadar da yatağa girmeyin .Uykunuzun gelmesi için de çok fazla düşündürmeyen kitap okuyabilirsiniz ya da hafif müzikler dinleyebilirsiniz.

PEKİ KALİTELİ UYKU İÇİN NE YAPMALI ?

  • Her gün aynı saatte uyuyun ve aynı saatte kalkın.
  • Düzenli egzersiz yapın . Ama sakın ola ki yatmadan önce ağır egzersizler yapmayın . Bu sizin uykunuz hemen getirmesini sağlamaz. Hafif egzersizler yapmak daha doğru olur.
  • Akşam yemeğini yatmadan en az 3 saat önce yemiş olun. Bu sayede yedikleriniz midenize sinmiş olur ve daha rahat uyursunuz.
  • Çay , kahve , kola , gibi şeyleri yatmadan önce tüketmeyin . İlla içeceğim derseniz de yatmadan 3 saat önce tüketin.
  • Yatmadan 15 dakika önce yapacağınız ılık duş ya da içeceğiniz ılık süt uyumanıza yardımcı olur.
  • Yatacağınız yerin karanlık olmasını sağlayın . ( Bunu yapmanız melatonin hormonunu salgılamanızı kolaylaştırır. Bu da daha kaliteli bir uyku demektir. )
  • Sağ tarafınızın üstüne yatın. Yüz üstü ve sırt üstü yatmak solunumu zorlaşır. Ayrıca sağ tarafa doğru yatmak sünnettir.

Uyku bir çeşit ölümdür aslında. İnsan uyuduğunda dünya ile arasındaki bağı koparır. Bazıları sorunlarından kaçmak için uyur , bazıları yarınları güzel olsun diye uyur. Bizler sorunlarımızdan kaçmak için değil de sorunlarımızla mücadele etmek için uyuyanlardan oluruz İnşallah. ” Uyku hafif ölümdür , ölüm de ağır uykudur. ” Bu söz çok hoşuma gitti nedense. Öylesine yazdım. Önceki cümleyle bağlayamadım. : ) İnşallah uykularımız verimli , rüyalarımız baldan tatlı , hayatta da mücadeleci oluruz. Verimli uykular , iyi geceler . : )

DERS ÇALIŞMAK HİÇ BU KADAR VERİMLİ OLMAMIŞTI.

Birçok öğrenciye ders çalışmak zulüm gibi gelir. Hele başlamak o kadar zor gelir ki.. Belki başlasa gelecek devamı ; ama bir türlü başlayamaz. Başlayası gelmez. Ama bir şekilde herkesi masa başına oturtan bir sebep vardır. Başlamak zorunda olmasını kılan bir sebep.. Bu sebep hayalindeki mesleği yapabilmek olabilir , para kazanmak için olabilir veya üniversiteye gitmek için olabilir. Sebep her ne olursa olsun öğrenci olarak verimli ders çalışmadan bunu başaramayız . Bugün sizlere nasıl daha verimli ders çalışılacağını yazdım . Buyurun o zaman okumaya.

1.FEYNMAN TEKNİĞİ

Belki de çok duydun bu tekniği ama bir de benden duy istedim . Öğrenmek istediğin konuyu seçiyorsun ve 5 yaşındaki çocuğun anlayacağı biçimde kendi kendine anlatıyorsun konuyu. Bu tekniği uygularken anlattığın konu hakkında eksiklerin olduğunu fark edeceksin. Bu teknik sayesinde eksiklerini kapatabileceksin. Bir nevi kendi kendinin öğretmeni olacaksın : )

Pexels.com

2.UYURKEN DE ÖĞREN

Uykuyu zaman kaybı görenler için harika bir önerim var. Feynman tekniğini kullanarak sesinizi kaydedin ve yatmadan önce bu ses kaydını dinleyin ya da öğrenmek istediğiniz konunun notlarına bakın. Beyin uykudayken son duyduklarını, son gördüklerini tekrarladığı için uyurken de öğrenmek mümkün.

Pexels.com

3.POMODORO TEKNİĞİ ( 25 – 5 TAKTİĞİ )

Bu teknikte 25 dakika çalışıp 5 dakika mola vererek çalışıyorsunuz. Ama sakın ola ki mola dakikasını geçirmeyin. Bu sayede 1 pomodoro 30 dakikaya denk gelecek . Bunu 4-5 pomodoro şeklinde uyguluyorsunuz. 25 dakikayı odaklanma sürenize göre değiştirebilirsiniz. Ama değiştirirseniz adının bir anlamı kalmayacak. Uzun süre boyunca saatlerce ders çalışmak yerine bu tekniği kullanarak daha verimli ders çalışmak mümkün oluyor.

Pexels.com

4.ZOR DERSTEN BAŞLAYIN.

İlk olarak kolaydan başlarsak zor olana enerjimiz kalmayabilir. Zor derse enerji dolu başlayıp daha iyi öğrenebiliriz. Zor dersi yaptıktan sonra yorulsak bile sevdiğimiz dersleri yapmak için yine de enerjimiz olur. Çünkü zor olan ders gibi fazla vaktimizi almayacağını ve o dersin bizi yormayacağını biliriz.

Pexels.com

5.ÖNCE ÇALIŞIN , SONRA EĞLENİN.

Sabah kalktığınızda önce işlerinizi halledin . Yani ders çalışmanız gereken konuları çalışın. Sonra da yatana kadar tüm gün sizin olsun . Hem akşam ne olacağını bilemezsiniz. Sabah çalışmayıp zaten akşam çalışırım deyip ders çalışmanıza öncelik vermediniz diyelim. Elektrikler kesilebilir, işiniz çıktığı için dışarı çıkmanız gerekebilir … Her an her şey olabilir. Dersinizi çalışın , işinizi bitirin sonra da istediğinizi yapın .

Pexels.co

DERS ÇALIŞIRKEN BEYNİN EN VERİMLİ OLDUĞU SAATLER

08.00 – 11.00 ARASI

Dikkatimizi en çok verdiğimiz zaman dilimi. Bu saatlerde bize zor gelen derslere veya sayısal derslere çalışmak daha verimli olur.

16.00 – 18.00 ARASI

Bu saatlerde uzun süre hafızaya almak istediğimiz derslere çalışmak daha verimli olur. Sözel derslere veya tekrar edilmesi gereken derslere çalışılmalı.

20.00 – 22.30 ARASI

Bu saatlerde akşam yemeği yenmiş olacağı için beyin enerjiktir. Tekrarlar için müsait bir zaman .

22.30 ‘DAN SONRASI

Bu saatten sonra mümkün olduğunca ders çalışmayın. Beyin artık uyku için hazırlık yaptığından odaklanmak daha zordur. Bu saatte ders çalışıp odaklanabileni de tebrik ediyorum doğrusu .

HANGİ ÖĞRENME STİLİNE SAHİPSİN ?

Öncelikle hangi stille daha iyi öğrendiğini test etmelisin . Linkini buraya bırakıyorum. Öğrenme Stilleri Testi (fatihrehberlik.com) Evet , baktın sanırım. Şimdi de bu öğrenme stilini nasıl daha iyi kullanacağını aşağıdan bakabilirsin.

1.İŞİTSEL ÖĞRENME STİLİ

Bu stile sahip kişiler dinlemeyi ve konuşmayı severler. Ses kayıtları , seminerler veya müzik gibi şeyler bu stile sahip insanlara daha çok etki ederler.

İşitseller İçin Öğrenme Teknikleri

  • İşitselseniz kendinize bir çalışma arkadaşı bulamalısınız. Bu saye de daha iyi öğrenebilirsiniz.
  • Öğrenmek istediklerinizi sesli okuyarak hafızada tutabilirsiniz.
  • Öğretmeninizi dinledikten sonra onun anlattığı tarzda tekrar ederek öğrenileni kalıcı hale getirebilirsiniz.

Pexels.com

2.GÖRSEL ÖĞRENME STİLİ

Bu stile sahip kişiler gözlem yapmayı sever. Bu kişiler bir şeyi hatırlamaya çalışırken aklına görsel , yazı veya renk gelebilir.

Görseller İçin Öğrenme Teknikleri

  • Görsel öğrenme stiline sahipseniz ders esnasında not tutmanız faydalı olacaktır.
  • Özetler ve kısa notlar şeklinde çalışmanız daha iyi olur.
  • Not alırken renkli kalemler kullanmanız akılda kalmasını sağlar.
  • Şemalardan , grafiklerden , sembollerden ve tablolardan çalışmanız daha etkili olur.

3.DOKUNSAL ÖĞRENME STİLİ

Çok enerjiktirler. Sürekli hareket etmek isterler. Dinleyerek ve yazarak öğrenemezler. Yaparak daha iyi öğrenirler.

Dokunsallar İçin Öğrenme Teknikleri

  • Dokunsallar , hareket etmeyi sevdikleri için ders esnasında hareket ederek ya da küçük eşyalarla ( oyun hamuru , stres çarkı gibi ) uğraşarak daha iyi öğrenirler.
  • Deney yaparak daha iyi öğrenirler.
  • Düzenli ortamlarda rahat çalışamazlar. Dağınık bir ortam öğrenmelerini kolaylaştırabilir.

Hiç kimse bir öğrenme stilinin tamamına sahip olamaz. Sadece bir öğrenme stili diğerlerine göre daha baskın olur. Hepsine sahip olabilirsiniz veya birine hiç sahip olmayabilirsiniz.

Size en başta bahsettiğim ders çalışma önerilerini uygularken öğrenme stilinizi de göz önünde bulundurmalısınız. Bir de işin için verimli saatler girince , yürekten inanınca kim tutar sizi ? Hayatın boyunca bir öğrenci olarak unutmaman gereken bir söz bırakıyorum buraya. Zafere gidilen yolda çekilen çile kutsaldır : )

DİL ÖĞRENMEK ZOR DEĞİL, YÖNTEM YANLIŞ.

Bu zamanda yabancı dil bilmemekte bir gariplik sayılıyor. Özellikle de öğrencilerin bilmemesi. Onca sene İngilizce dersi görmesine rağmen . Peki niye , niye öğrenemiyor öğrenciler İngilizceyi ? Sıkıntı öğrenci de mi, yoksa eğiti sisteminde mi ? Tabii ki sıkıntı öğrenci de değil. Sıkıntı eğitim sisteminde. Peki İngilizceyi daha doğrusu dili kısa sürede öğrenmek için ne yapmalı ? Kurslara mı gitmeli ? Yooo, gerek yok . Eğer gerçekten sabırlı ve istekliysek öğrenmek o kadar da zor değil. İşte dil hakkında bilmeniz gerekenler:

1.ÜÇ/BEŞ KURALI

En başta söylemeliyim ki bir kelimeyi bir kerede öğrenemezsin. Onu öğrenmek için zaman geçmeli. Hayata geçirmeli o kelimeyi. O kelimeyi en az 3 – 5 kez görmelisin . Kelimeleri aralıklı olarak tekrar etmeliyiz. Bir kere deneyip bırakma kardeşim. O işin zor olduğunu bilerek başla işe. Kolay değil yani. Ezberlemek istediğimiz kelimeyi öğrenen kadar bırakmak yok. Tamam mı ?

2.CONTACT İS KİNG (BAĞLAM KRALDIR.)

Anlamıyorum ama konuşamıyorum sözlerine son. Tabii ki bu maddeyi uygulayacaksan . Bir şeyi sadece ama sadece yaparak öğreniriz. Başka seçenek yok. İşte bu dil için de geçerlidir. Yaparak öğrenilir. Yani konuşarak . Filmleri dublaj değil de altyazılı olarak izliyeyim de biraz İngilizcem gelişsin gibi düşünceler pek doğru değil. Sana şunu söyleyeyim ki : Bu yaptığın İngilizceyi konuşmana ya da yeni kelimeler öğrenmene çok yardımcı olmayacak. Belki birazcık kulak aşinalığı kazanacaksın ya da birazcık telaffuzun gelişecek . Ama konuşmana yardımcı olmayacak .Bir diğer bilinen yanlışta; farklı dillerde bir şeyler okuyarak yabancı dil konuşacağımızı sanmamız. Okumakta belki biraz telaffuzu geliştirebilir . Ama yabancı dil konuşmanıza yardımcı olmayacaktır. Grammer bilerek yabancı dil öğrenilmez ; hayat geçirerek ,konuşarak öğrenilir .

3.HARİTA KURALI

Amacım gözünüzü korkutmak falan değil ama bir gerçekle tanışmanız lazım. İngilizcede yaklaşık 220 bin kelime var. Tabii ki de İngilizlerin hepsi bunları bilmiyor. Senin de İngilizce öğrenmek için konuşmak için bu kelimeleri hepsini bilmene ihtiyaç yok. İngilizler yaklaşık olarak 5 bin ila 6 bin arası kelime kullanıyor. 20 binini de anlıyor. Bir dili konuşabilmek için 1000 kadar kelime bilmek gerek. 1000 kelime bilmek bir dilin %80 ‘ine denk geliyor. Geriye kalan % 20 ‘lik kısım çok az kullanılan kelimeler. Yani buradan çıkaracağımız sonuç : Hangi kelimeleri öğreneceğimizi bilmemiz lazım. Buraya İngilizce de sık kullanılan kelimelerin linkini bırakıyorum. İngilizcede En çok kullanılan 1000 Kelime, Anlamları ve Örnek Cümleler İle (ingilizce-kursu.gen.tr) Artık ne yaparsınız bilmiyorum. Çıktı mı alırsınız , telefonunuzdan mı bakarsınız. O size kalmış bir şey. Ama bu kelimeleri bilmeden İngilizce konuşamazsınız, haberiniz olsun.

İspanyolca İspanyolca Kelimeler – En Çok Kullanılan 1000 Kelime ve Cümle (limasollunaci.com)

Almanca Almanca Kelimeler – En Çok Kullanılan 1000 Kelime ve Cümle (limasollunaci.com)

Bulabildiğim linkler bunlar.

Pexels.com

4.CONTENT (İÇERİK) METODU

Bu metotta ilgini çeken konular hakkında haber, gazete ,dergi vb. okuyacaksın. ( Bu cümleyi okuduktan sonra hani okumak dil konuşmaya faydalı değildi dediğinizi duyar gibiyim. Paragrafı bitirdikten sonra bir kez daha düşünün derim:) )Okuduktan sonra bilmediğin İngilizce kelimeleri bir deftere yazacaksın anlamlarıyla beraber. Sonra da okuduğun yazı hakkındaki düşüncelerini yazacaksın. Tabii ki de öğrenmek istediğin dil ile yazacaksın . Bunu da her gün yarım saat bir saat kadar yapacaksın. Belki ilk yaptığın seferde deftere yazacağın kelime sayısı çok fazla olacak .Ama her gün her gün yaptıkça yazacağın kelime sayısı azalacak . Sende fark edeceksin bunu.

Pexels.com

Eveeet, buraya kadar geldiysen eğer yazımı beğenmişsin demektir. Umarım sana yardımcı olabilmişimdir. Umarım öğrenmek istediğin dili kısa sürede öğrenirsin. Sakın unutma dil tekrarsız , yemek soğansız olmaz. Sık sık tekrar yapmalısın. Başarısız olsan bile bırakmamalısın . Başarısızlığını tecrübe olarak görüp yoluna devam etmelisin. Pes etmek yok. Çünkü zirveye çıktığın zaman manzarasının ne kadar güzel olduğunu biliyoruz. Ama zirveden de ne kadar kolay inildiğini de biliyoruz. Arayı açmadan kelime hazneni kontrol etmelisin . Eksik gedik var mı diye. Haftaya yeni blokta görüşmek dileğiyle.

KİMMİŞ ŞU BLOGGER?

Herkese merhaba . Ben Rüveyda DAĞCI. Şuan lise 3. sınıf öğrencisiyim .Üniversite sınavına hazırlanıyorum. İyi yerlere gelme çabasındayım. Ama bu zamanda çok işsiz üniversite mezunu var. Bende onlardan farklı olmak adına blogger olmaya karar verdim.

17 yaşındayım. Yaşımı duyunca biz seni niye okuyalım ergen demeyin. Çünkü ben kendime güveniyorum. Sizlere de söz veriyorum özgün içerikler paylaşacağıma. Bu blogu açmamdaki amaç hayattaki zor şeyleri kolaylaştırmak adına ipuçları vermek istemem . Belki arada sırada anılarımı , tecrübelerimi de paylaşırım . Ne tecrübe yaşamış olabilirsin ,daha 17 yaşındasın ; dediğinizi duyar gibiyim. Öyle diyorsanız bence yanılıyorsunuz. . 70 yaşındaki bir amca bile 5 yaşındaki çocuktan bir şey öğrenebilir. Öğrenmenin ve öğretmenin yaşı yoktur bence.

Umarım sizlere faydalı bir blogger olurum. Tecrübelerim sizin de işinize yarar İnşaallah. Her pazar blog paylaşmaya çalışacağım. Takipte kalın . Hoşça kalın : )

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın